Aldığı her darbeye rağmen tekrar eski durumuna dönebilen bir çeşit oyuncak olan hacıyatmazı bilirsiniz. Yere nasıl bırakılırsa bırakılsın tekrar dik durabilen bu oyuncağı Bandura’nın Bobo Doll deneyinden de hatırlayanlar çıkar. Şimdi bir düşünün. Diyelim ki bir arkadaşınız beklenmedik bir kayıp yaşadı ve bu olayı yaşayan diğer bireylere göre bu kaybı daha çabuk kabullendi ve yarattığı sıkıntıya rağmen günlük işlerine , rutinlerine, hayatına kaldığı yerden devam edebildi. Tıpkı bir hacıyatmaz gibi…
Psikolojik sağlamlık, psikoloji literatüründe son dönemlerde oldukça öne çıkan bir kavramdır. Bireyin yaşadığı olumsuz durumla baş edebilmesi, zorlayıcı koşullar karşısında kısa sürede eski haline dönebilmesi , olayın sonuçlarına sağlıklı bir şekilde uyum gösterebilmesi olarak tanımlanmaktadır. Psikolojik sağlamlık bir beceri olarak ele alınmakla birlikte stresle baş edebilme yöntemidir. Yaşantı içerisinde karşılaştığımız durumlardan bazıları zorlayıcı, can sıkıcı, çözülemez veya geri dönülemez gerçeklerden oluşabilmektedir. Peki aynı durum içerisinde olan kişiler yaşadıkları bu duruma ilişkin aynı tepkileri mi verirler? Benzer tepkiler olabilir fakat birebir aynı tepkileri veremezler. Çünkü her birey biricik ve özeldir. Dolayısıyla olayı ele alış şekilleri ve baş etme yöntemleri de farklıdır. Örneğin gece uyurken evlerinde çıkan bir yangında canlarını zor kurtarmış, tüm eşyaları ve evleri küle dönmüş iki kardeşin durumunu ele alalım . Kardeşlerden biri yaşadıkları bu olay sonrasında kalabilecekleri bir ev arayışına girerken diğerinin olayın şokunu uzun süre atlatamaması ve bulunduğu duruma çözüm üretememesi ele alındığında diğer kardeşin psikolojik sağlamlığının daha yüksek olduğu söylenebilir.
Psikolojik sağlamlığın temelinde çocukken bu duruma ilişkin desteklenmiş olmak yer almaktadır. Bu destek ile psikolojik sağlamlık, çocukluk boyunca gelişir ve ilerleyen süreçte sorunlarla baş edebilen erişkinler meydana gelir. Psikolojik sağlamlığı yüksek bireylerin iletişim becerileri gelişmiş, güçlüklerle mücadele edebilen ve bu mücadeleye yılmadan devam edebilen , duygu ve davranışlarını kontrol edebilen (regülasyon) , diğer bireylerle kolaylıkla ilişki kurabilen özelliklere sahip olduklarını söyleyebiliriz.
Psikolojik sağlamlığını geliştirmek için önceliğimiz bireyin kendini tanımış olmasıdır. Kimim/neyim sorularına uygun cevaplar bulmuş olması ile durumlar karşısındaki sahip olduğu eşiği de rahatlıkla belirler. Aynı zamanda bireylerin değişimlere açık olması, bu değişimleri kabullenmesi ve değişimlere uyum sağlaması da önemli olan bir diğer noktadır. İletişim becerilerini geliştirmek ve sorumluluk alabilen bireyler olmak, değişimler sonucunda karşılaşabileceğimiz sorunlara yönelik alternatif fikirler üretmek psikolojik sağlamlığın geliştirilmesinde kilit noktalardır diyebiliriz. Bu noktada tabiiki yetiştiğimiz kültür, ebeveyn tutumları ve ebeveynlerin eğitimi aynı zamanda bizimde almış olduğumuz eğitim psikolojik sağlamlığın gelişmesinde etkili olan diğer faktörlerdir. Psikolog Elçin Irmak
Comments