Travma, ağır ve insan yaşamını tehdit eden kaza, cinsel tecavüz veya doğal afet gibi korkunç bir olaya verilen duygusal tepki olarak tanımlanabilir. Travma, doğrudan kişinin o travmatik olayı bizzat yaşaması dışında, başkalarının başına gelen travmaya bizzat tanık olarak, böyle bir olayın yakın bir aile üyesi veya yakın arkadaşının başına geldiğini öğrenerek buna maruz kalmasıyla da yaşanabilir.
Travma yaşayan insanların çoğunda ilk bir ay içinde kaygı, olayı istemsizce hatırlama, travmayla ilişkili, travmayı hatırlatan ortam ve eşyalardan-nesnelerden kaçınma gibi etkiler görülmekle beraber bu kişilerin büyük bir çoğunluğu bu durumu birkaç ay içinde herhangi bir önemli etki kalmaksızın atlatır. Travmatik bir olaydan sonra stresle ilgili bazı tepkiler verilmesi normaldir. Fakat bu tepkiler zaman içinde kaybolmuyor; sıklığı, şiddeti ve kişinin hayatını etkileme düzeyi artıyorsa bir ruh sağlığı uzmanından yardım alınması gereklidir çünkü ruhsal travmalardan sonra en sık görülen iki hastalık: depresyon ve travma sonrası stres hastalığıdır.
Özellikle kişiyi çok korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik duyguları yaratan olayların uzun süren ruhsal sorunlara yol açtığı bilinen bir gerçektir ve ruhsal travmalardan sonra sık görülen rahatsızlıklardan en belirgin olanı depresyondur. Depresyonun en sık görülen belirtileri ise isteksizlik, halsizlik, moral bozukluğu, uyku ve iştah bozukluğu ve hayattan zevk alamamadır. Travma sonrası stres hastalığında ise: uykusuzluk, kabuslar, olayla ilgili anıların rahatsız edici biçimde sık sık hatırlanması, sürekli olarak olayın tekrarlanacağı korkusu ve bu nedenle diken üstünde hissetme, kolay irkilme, çabuk sinirlenme, gelecekle ilgili plan yapamama, yabancılaşma (başkaları beni veya yaşadıklarımı anlamıyor hissi), olayı hatırlatan durumlarda huzursuz olma ve bu durumlardan kaçınma görülür. Bu belirtilerin çoğu kişide travmayı izleyen günlerde görülür ve genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir, ancak bazı kişilerde aylarca, hatta yıllarca sürebilir.
Ruhsal travma ne kadar şiddetli yaşanmış ise ruhsal etkiler de o kadar fazla ve uzun süreli olur. Örneğin depremde enkaz altında kalanlar kalmayanlara göre, yakınını kaybedenler kaybetmeyenlere göre, evi hasar görenler görmeyenlere göre daha fazla ruhsal sorun yaşarlar. Bunun dışında travma sırasında yaşanan korkunun derecesi de önemlidir. Travma sonrası stres hastalığının başlıca belirtileri ise:
- Olayı Yeniden Yaşamak: Bazen o olayı hatırlatacak ses, koku, görüntü gibi herhangi bir tetikleyici faktör buna sebep olurken bazen de hiçbir şey yokken aniden kişinin zihnine gelebilir. Olay sanki gerçekten oluyormuş gibi hissedebilirler. Bu travmatik anıların canlanması kişiyi genellikle çok rahatsız eder ve kişi iç sıkıntısı, çarpıntı, terleme, titreme, nefes alamama gibi bedensel belirtiler yaşayabilir.
- Travmayı Hatırlatan Uyaranlardan Kaçınma: travmatik anıyı hatırlatacak ortam, kişi veya seslerden kaçınmaya çalışabilirler. Tehlikede hissedebilecekleri durumlar veya kalabalık yerler de kaçınmak istedikleri yerlerden olabilir. Travma ile ilgili aktivitelerden uzaklaşabilirler. Bu konuda düşünmek ve konuşmak istemedikleri için sürekli kendilerini meşgul etmeye çalışabilirler.
- Olumsuz Ruh Hali ve Olumsuz Düşünme: Bu kişilerin Kendileri, başkaları ve dünya hakkında olumsuz düşünebilirler. Dünyanın tehlikeli bir yer olduğu ve güvende olmadıklarına ilişkin düşünceleri, kendilerine dönük "Ben kötüyüm", "Haketmiyorum" gibi veya çevreye dönük suçlama düşünceleri artabilir.
Aşırı Uyarılmışlık Belirtileri: Bu kişiler kişiler gergin ve tetikte olabilirler. Uykuya dalmakta veya uykuyu sürdürmekte zorluk çekebilir, öfke patlamaları, huzursuzluk, dikkatsiz ve kendine zarar veren davranışlar, eslere aşırı irkilme tepkisi, konsantrasyon güçlüğü yaşayabilirler.
Travma Sonrası Stres Hastalığı, kişiye ve ailesine büyük sıkıntı veren, ancak tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Travmalardan etkilenmiş birçok kişi:
yaşadıklarının bir ruhsal rahatsızlık olduğunu bilmediği veya belirtileri kendi güçsüzlüğüne-eksikliğine bağladığı için,
sorunların tedavi edilebileceğini bilmediği için,
tedavi imkanlarına nasıl ulaşacağını bilmediği için,
maddi imkanları olmadığı için
sorunlarını konuşmaya utanıp sıkıldığı için veya rahatsız olduğu için….
tedaviye başvurmuyor olabilir
Oysa ki bu sorunların hem psikolojik açıdan hem de ilaçla başarılı biçimde tedavisi mümkündür. Ayrıca pek çok kişi, yardım kitapçıklarını okuyarak veya sorunu yaşamış başkalarından yardım alarak bazı sorunlarının üstesinden gelebilir.
Klinik Psikolog Menekşe Karaboğa
Comments