Duygularımız genellikle olumlu ve olumsuz olarak sınıflandırılmaktadır. Olumlu duygular, keyif veren duyguları tanımlarken, olumsuz duygular ise bizi daha çok zorlayan ve rahatsızlık veren duygular olarak ifade edilmektedir. Bu ayrım sonucunda olumsuz duygularımızı daha çok bastırma ve görmezden gelme eğilimini berberinde getirmektedir. Oysa ki mutluluk, sevinç ve çoşku gibi bize keyif veren duygularımız kadar öfke, üzüntü, korku gibi duyguları hissetmemiz de çok normal ve olağandır. Hissettiğimiz her duygunun bir işlevi vardır hayatımızda. Bu nedenle tüm duyguları deneyimlememiz ve hayatımızda neyin yolunda gidip gitmediğini deneyimlememiz gerekmektedir.
TOKSİK POZİTİFLİK NEDİR?
“Toksik pozitiflik” son zamanlarda gündemde olan popüler kavramlardan birisidir. Toksik pozitifliğin tanımı, "Tüm durumlar üzerindeki aşırı iyimserlik ve mutluluk genellemesi, yaklaşan sorunları inkar etme ve hoş olmayan duyguları engelleme" olarak yapılmıştır.
Bir durumun ne kadar korkunç veya zorlayıcı olmasından bağımsız olarak, kişilerin olumlu bakış açısını sürdürmesi gerektiği inancıdır. Bu yaklaşıma göre hayat sadece iyi hisler ile sürdürülmelidir
Bu bakış açısına göre hangi zorlukla karşılaşılırsa karşılaşılsın yaşanılan olaya her zaman pozitif bakmalıyız düşüncesiyle hareket edilmektedir. Bardağın dolu tarafı ve boş tarafından bakmak diye bir söz vardır işte bu bakış açısına göre her olaya bardağın dolu tarafından bakılması gerekir düşüncesi mevcuttur. Yani olumlu duyguları vurgularken olumsuzları görmezden gelirler.
Hayat pozitif bakabilmek her ne kadar hayatımızı olumlu etkilese de hislerimize karşı gerçekçi bazen hayat çok karmaşık ve zorlu olaylar barındırabilmektedir. İşte o noktalarda pozitif bakabilmek başka bir tabirle “dünyaya pembe gözlüklerle bakmak “ biraz zorlu olabilmektedir. Bana göre hayat sadece olumlu duygular ve keyifli vakitlerden oluşan bir süreç değildir. Olumlu duygular kadar olumsuz ve bizi zorlayan olaylar, duygular yaşamak, bunlarla yüzleşmek ve çözüm aramak bizi biz yapar. Böylece psikolojik olarak daha sağlıklı bir birey oluruz.
Hem kendimiz hem sevdiklerimiz için olumlu duygular deneyimlemeyi isteyebiliriz. Ancak hissettiğimiz tek duygunun mutluluk olmasını dilemek gerçekçi değildir. Terapide, özellikle de Bilişsel Davranışçı Terapi’de düşünce kalıplarımızı değiştirerek sorunlara farklı açılardan bakmayı ve hatta olumlu düşünebilmeyi öğreniriz. Olumlu düşüncenin zararlı hale geldiği nokta ise olumsuz duygulardan kurtulmayı beklediğimiz zamandır. Olumsuz ve zorlayıcı duyguları bastırmak yerine onları anlamlandırmak ve işlemek oldukça önemlidir.
PSİKOLOG RÜMEYSA BORAN
Comments