İnsan olmanın bir koşulu olan kaygı, içinde bulunduğumuz duruma uyum sağlama ve hayatta kalma çabamızı oluşturur. Tehlikelere karşı kaygılanmak ve korkmak doğal bir tepkidir. Kaygı, olası bir tehdit karşısında, hayatta kalabilmeyi sürdürebilmemiz ya da zorluklarla mücadele ederek zarar görmekten kaçınabilmemiz için bizi tehlikeye karşı önlem alma ve hazır olma haline getirir. Kaygı, günlük hayatta bizim için koruyucu bir işlev üstlenir ve zorlayıcı yaşam olayları karşısında önlem almamızı sağlarken, herhangi bir tetikleyici, yani kaygı nesnesi olmadığı durumlarda aynı sistem devreye girdiğinde bizim için yaşamımızı olumsuz yönde etkileyen bir hal almaya başlar. Bu durumda da bahsedilen koruyucu işlev, asıl işlevinden uzaklaşıp, bizim için pek çok alanda sorun yaşamamıza, hayatın zorlaşıp kısıtlanmasına neden olur. Kaygıyı ele alırken iki tür kaygıdan bahsedebiliriz bunlar;1- Sürekli kaygı: Kişinin belli bir duruma bağlı kalmaksızın karşılaşılan durumları tehdit olarak algılaması halinin süreklilik kazanmasıdır. Kişide, kaygının sürekli görülmesi hali kişilik özelliği görünümü verir. Söz konusu süreklilik hali, kişide psikolojik ve bedensel rahatsızlıkların görülme olasılığını arttırır. Yaygın kaygı bozukluğuna sahip kişilerde de bu görünüm görülmektedir. Kişi için sürekli kaygı hali normallik kazanmaya başlar ve sonuç olarak olaylara ve durumlara karşı huzursuz, gergin ve sıkıntılı bir bakış açısıyla yaklaşır.
2-Durumluk kaygı: kişinin belli bir tehdit unsuruna verdiği ve söz konusu unsur ortadan kalkınca kaygı halinin de ortadan kalktığı bir tür tepkidir. Kişinin kaygı düzeyi, durumsal uyarıcılara bağlıdır ve kişinin tepkisi duruma bağlı olarak değişkendir. Kişinin gösterdiği fiziksel terleme, titreme, nefes daralması gibi belirtiler kaygı kaynağı ortadan kalkınca azalarak yok olmaktadır.
Sürekli kaygı zaman içinde baş etme konusunda yetersizlikler yaşanmasına neden olan ve özellikle kişide sosyal işlevsellikte aksaklıklar yaratan bir durumdur. Sorun düzeyinde sürekli kaygı yaşayan bir kişinin zihin ve beden sağlığı için etkili baş etme yöntemlerini kullanabiliyor olması gerekmektedir. Baş etme stratejisi geliştirebilmek ve etkili bir şekilde kullanabilmek için öncelikle stres yaratan olaylar ve kaygıya neden olan durumları tanımak oldukça önemlidir. Sürekli kaygı yaşıyorsanız öncelikle kendinize şunları sorabilirsiniz:1) Hangi durumlarda stresli hissediyorum?2) Bu durumlarda bedenim stres tepkisi olarak nasıl belirtiler gösteriyor?3)Stresli hissettiğimde gösterdiğim tepkiler ile stresli bir olay yaşamadan önce gösterdiğim tepkiler arasında ne gibi farklar var?4)Bu durumu pekiştiren/besleyen davranışlarda veya kaçınmalarda bulunuyor muyum?
Eğer artık hayatınızı etkisi altına almış ve hayatınızın birçok alanını olumsuz yönde etkileyen bir kaygı durumu yaşadığınızı düşünüyorsanız öncelikle stresi tolere etme ve azaltma kapasitenize yoğunlaşabilirsiniz. Bunu yaparken öncelikle duygularınızı düzenleme biçiminiz ve olumsuz duygularınıza yaklaşımınızı ele alabilirsiniz. Düzelmesi gerektiğini düşündüğünüz duygularınız varsa, bu duyguların kontrolden çıkacağını, size ciddi zararlar vereceğini düşünmeniz bunları düzenlemenizi zorlaştıracaktır. Duyguların geçici olduğunu düşünmek, bir şekilde rahatlayacağımıza inanmak, bunlarla baş edebileceğimize inanmak, bize bir zarar gelmeyeceğine inanmak duyguların düzenlenmesi/düzeltilmesi konusunda bize yardımcı olacaktır.
Kaygılı kişiler tehdit olarak gördükleri durumların hemen olacağını düşünürler ve tedbir almaya çalışırlar bu da sorun düzeyinde sürekli bir kaygıyı pekiştiren ve sürdüren şeylerin başındadır. Olumsuz kaygınızı pekiştiren ve sürdüren şeyleri fark ederek bunları aşamalı olarak değiştirmeye çalışın. Stresli durumlarda iç konuşmalarınıza kulak verin ve bu iç konuşmalarınızı kağıda dökerek tekrar gözden geçirin.
Olumsuz kaygı ile karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsanız bunu yönetmek için ek yöntemler deneyebilirsiniz.
- Aktiviteler planlayın ve size keyif verecek anları tahmin etmeye çalışın.
- Notlar alarak zamanınızı planlayın.
- Olumlu yaşantılarınızın farkında olmaya çalışın.
- Dürtüleriniz ve ani isteklerle notlar alarak başa çıkmayı deneyin.
- Nefes ve kas egzersizleri yapmayı ihmal etmeyin.
- Özellikle stresli olaylar karşısında 5 duyu organınızı aktif hale getirmeye çalışın.
- Olumlu konular içeren hayaller kurun.
- Kendinize şefkat gösteren konuşmalar yapın
Eğer olumsuz ve sürekli devam eden bir kaygı durumu yaşıyorsanız, bununla ne yaparsanız yapın başa çıkamıyorsanız bir ruh sağlığı uzmanından destek almaktan çekinmeyin.
Commentaires