Çocuğa kötü muamele dünyanın her yerinde görülen çok ciddi bir sorundur ve kötü muamelenin tipi, cinsiyet, coğrafi bölge ve diğer faktörlere bağlı olarak değişmekle birlikte, %35’e kadar görüldüğü tahmin edilmektedir. Çocuk ihmâl ve istismarı tüm toplumlarda görülebilen bir sorundur. Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Çocuk ihmâl ve istismarı; ana, baba ya da bakım veren gibi bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce uygunsuz ya da hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen ya da kısıtlayan eylem ve eylemsizliklerin tümüdür.” şeklinde tanımlanmaktadır.
Çocuk istismarı genel olarak çocuğa yönelik bilinçli ve zarar verici tekrarlı veya tek seferlik davranışlarda bulunmaktır. Çocuklar üzerinde bilişsel, duygusal, fiziksel ve sosyal etkileri olan istismar, çocukların yaşamlarında telafi edilemez sonuçlara neden olmaktadır. Çocuk istismarı fiziksel, duygusal ve cinsel olmak üzere üçe ayrılmaktadır.
1) Fiziksel İstismar: Çocuğa karşı; sağlığına, yaşamına, gelişimine veya onuruna zarar veren ya da zarar verebilme olasılığı yüksek, kasıtlı fiziksel güç kullanılmasıdır.
2) Cinsel İstismar: Çocuğun tam olarak anlayamadığı, onay vermesinin mümkün olamayacağı, gelişimsel olarak hazır olmadığı ya da toplumun yasalarına, sosyal normlarına aykırı olacak şekilde bir cinsel etkinliğe dahil edilmesidir.
3) Duygusal İstismar: Ebeveyn yada çocuğa bakan kişinin davranışları ya da sözleriyle çocuğun ruh sağlığını bozacak etkide bulunması ve çocuğun bu nedenle büyüme gelişme ve ruh sağlığı açısından genetik kapasitesine ulaşmasının engellenmesidir. Bu durum bir süreç içinde, pek çok defalar tekrarlanabileceği gibi, tek bir seferde de gerçekleşebilir.
İstismarın belirtileri:
- Normalden daha fazla ağlama, sızlanma ve bağırma.
- Güvenli yerlerden ayrılmayı reddetme.
- Konuşma yetisini veya idrar kontrolünü kaybetme ve diğer gelişimsel gerilemeler.
- Yaşlarına uygun olmayan cinsel eylemleri bilme ve onlara ilgi gösterme.
- Aniden okula gitmeyi reddetme.
- Özel bölgelerine çok fazla dokunma.
- Aile ve arkadaşlardan uzaklaşma veya içine kapanma.
- Kâbuslar (kötü rüyalar) veya uyku sorunları.
- Okulda sorun yaşama veya okuldan uzaklaşma.
- Öfkelenme veya akranlarıyla olan sıkıntıları anlatma, insanlarla kavga etme, kurallara uymama veya yetkililere saygısızlık yapma.
- Aile ve arkadaşlardan uzaklaşma dâhil, kaçınma davranışı gösterme.
- Kendine zarar veren davranışlar (uyuşturucu, alkol, kendini yaralama).
- İstismar hakkında konuşma, istismarı hatırlama.
İstismara uğradığını açıklayan bir çocukla nasıl iletişim kurulmalıdır:
- Her şeyden önce ona inanın ve onu kabul edin.
- Onunla sıcak ve içten bir ilişki kurun.
- Kendini ifade etmesine izin verin.
- Yorum yapmadan dinleyin.
- Yönlendirici soru sormaktan kaçının.
- Yaşadıklarını dramatize etmeyin veya küçümsemeyin.
- Tüm ilginizi çocuğa yöneltin.
- Tutamayacağınız sözler vermekten kaçının.
İstismar ve sonrasında yapılabilecek müdahaleler haricine istismarın ortaya çıkmasını engelleyecek adımlar atmak çok önemlidir. Bunun için başta anne baba ve öğretmenlerin cinsellik ve cinsel eğitim hakkında eğitilmeleri ve bunu çocuklara doğru aktarabilmelerine dönük faaliyetler arttırılmalıdır. Çocuklar ve gençler; cinsellik, kendi bedenlerini koruma, iyi ve kötü dokunuşu ayırt etme, yardım isteme, kendini ifade etme konularında desteklenmeli, bilgilendirilmelidirler. Çocuklara, beden sınırlarını koruma ve kim olursa olsun “hayır” deme hakkına sahip olduğu söylenmelidir. Bu konuda çocuklara, ailelere, topluma yönelik çocuk hakları, pozitif ebeveynlik, cinsel eğitim, cinsel sağlık, cinsiyet eşitliği gibi eğitimler sürekli uygulanmalıdır. Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik, aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim alan öğrencilerin çocuk istismarı, ihbar prosedürü konusunda bilgilendirilmesi ve farkındalıklarının artırılması gereklidir.
Comments